Ana içeriğe atla

Piyasa Belirleyicileri: Petrol ve Fed

Petrol fiyatlarının son haftalardaki hareketliliği, fiyatların 2022 boyunca nasıl seyredeceğine dair merak uyandırıyor. Fiyatların yüksekliği, hane halkı için geçim sıkıntısı, firmalar için ise maliyet artışı anlamına geliyor.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki yükselen enflasyonun önemli nedenlerinden biri devrede. Gelişmiş ülke ekonomilerinin enflasyonunda enerji fiyatları dışındaki unsurların daha büyük önemi olduğunu belirtmek gerekiyor.

Fiyatlardaki artış bir yana, fiyatların seyrinin belirsizliği firmalar için iş planı yapmakta büyük bir zorluk ifade ediyor. İş dünyası için önemli olan, fiyat artışından çok yüksek belirsizlik düzeyi.

Brent petrolün varili 2014’ten bu yana ilk kez üç haneli bir fiyat seviyesine ulaştı. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması sonrasında neredeyse $140’a kadar çıktı.

2008 krizi öncesinde, balonların oluşturduğu piyasalar vardı. O dönemde, gün sonu kapanışı itibarıyla Brent petrolün fiyatının $139.83’a kadar çıktığını düşünecek olursak, $140 seviyesine yaklaşmak tarihi bir gelişmeye işaret ediyor.

Brent petrol, 2020 yılını $51.80 düzeyinde kapatmıştı. 2021’i ise, %53.12’lik artışla $79.32 seviyesinde kapattı. Bu fiyat artışı, Kovid-19 krizinden çıkan dünyada artan taleple ilgiliydi. Fiyatın $140’a yaklaşmış olması savaşla ilgili.

Kaynak: CNBC

Petrol fiyatını yukarı taşıyan iki önemli unsur öne çıkıyor: ekonomilerin canlanmasına dair beklentiler ve Rusya-Ukrayna savaşının barışla sonlanmayacağına dair oluşabilecek siyasi atmosfer. Bu iki unsurla ilgili beklentiler değiştikçe petrol fiyatı dalgalanıyor. Aşağıda anlatılacağı üzere, ekonomilerin canlanma beklentisi törpüleniyor. Savaşla ilgili ise, olumlu bir hava esebilse de, kısa sürüyor. 24 Şubat 2022’de başlayan savaş, şu ana kadar böyle bir manzara çizdi.

2022’de şu ana kadar yaşanan, yumuşak fiyat artışlarından çok sert çıkışlar ve fiyat dalgalanmaları. 2021’de görüldüğü gibi nispeten istikrarlı bir fiyat çıkış trendi söz konusu değil. Durum, her ülkenin büyüme ve enflasyon tahminlerini gözden geçirmesini gerekli kılıyor.

Fiyatlarda belirsizlik unsuru içinde bulunduğumuz haftada güçlendi. Bu yazının yazıldığı sırada fiyatın $104.77 seviyesinde olması, 2021’in sonuna göre %30’un üzerindeki bir artışa işaret ediyor.

Petrol fiyatlarındaki değişimin bundan sonraki belirleyicileri neler olabilir?

Petrol fiyatının önemli belirleyicilerinden biri Rus petrolünün uluslararası piyasalarda işlem görüp göremeyeceği.

ABD, Rus petrolünü ithal etmeme yönünde bir karar aldı. Bu kararın küresel petrol piyasası için fazla bir önemi yok. Rusya’nın ABD’ye ihraç ettiği petrol, Rusya’nın yıllık üretiminin %5’i düzeyinde. ABD’nin Rusya’dan ithal ettiği petrol ise toplam petrol ithalatının Aralık 2021 itibarıyla %2’si düzeyinde.

Küresel petrol piyasası için önemli olan gelişme, Rus petrolüne yönelik bir ambargo uygulamasıdır.

Rusya, 2021’de dünyanın en fazla petrol üreten ikinci ülkesi oldu. Ürettiği petrol, Kanada ve Irak’ın ürettiği petrol miktarı toplamından fazlaydı. Rus petrolünün dünya piyasasından çekilmesi halinde, fiyatlar üzerinde son derece önemli artırıcı etkilerin olacağı açık. Fiyatlardaki yükselişi yumuşatacak unsurlardan biri, ABD ve Suudi Arabistan’ın üretim ve ihracat konusunda ortaya koyacakları stratejidir.

Ukrayna devlet başkanı Zelenski, Rusya ile süren görüşmeler için “daha gerçekçi” nitelemesinde bulundu. Rus dış işleri bakanı Lavrov da ortak bir noktaya varılabileceği konusunda umut olduğuna işaret etti. Brent petrol fiyatını hafta içinde $100 seviyesinin altına indiren unsurlardan biri bu açıklamalar oldu.

Fiyatın $100’ün altına inmesine neden olan bir başka unsur Çin’de ortaya çıktı. Çin’deki korona vakası sayıları neredeyse Şubat 2020’ye geri dönmüş durumda. Sanayi için önemli olan bölgelerde kapanmalar söz konusu. Bu hafta içinde Çin’den beklentilerin üzerinde gerçekleşen ekonomik veriler alınmıştı. Gündemde, Çin’deki vaka artışı nedenli kapanmaların tedarik zincirlerini olumsuz etkileyip etkilemeyeceği bulunuyor. Gelişmelerin ekonomiye etkilerinin belirsizliği petrol fiyatını $100’ın altına hızlıca indiren diğer bir unsur oldu.

Petrolün arzına ilişkin endişeler petrol fiyatlarını yükseltirken, petrol fiyatı artışının ekonomileri yavaşlatıcı yönde etkileri olması olasılığı da var. Ekonomileri yavaşlatacak etkilere 16 Mart 2022 itibarıyla bilfiil Fed de dahil oldu.

Fed’den 0.25 puanlık faiz artırımı bekleniyordu; gerçekleşti. Bu, Aralık 2018’den sonraki ilk faiz artırımı oluyor. 2022 boyunca, faiz oranının belirleneceği 6 tane daha Fed toplantısı gerçekleşecek. Fed yetkilileri, her toplantıda faiz artırımı bekliyorlar. Fed, %7.9’a inatla tırmanan ve 1982’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşan enflasyona karşı önlem alıyor.

Fed, faiz artırmakla kalmayacak. Büyük olasılıkla Mayıs 2022’de neredeyse $9 trilyona ulaşan bilançosunu küçültmeye başlayacak. Hatırlamakta fayda var, Fed’in bilançosu 2008 krizi öncesinde $800 milyar, Kovid-19 krizi öncesinde $4.3 trilyon büyüklüğünde idi. Bilanço, Fed’in piyasalara para enjekte etmesi nedeniyle böylesine büyüdü. Şimdi, bunun tersi olan bir süreç başlıyor. Fed, piyasadan para çekecek. Fed’in sıkılaşma politikalarına Avrupa Merkez Bankası’nın da eşlik etme ihtimali bulunuyor.

Görünen o ki, savaşın artırdığı petrol fiyatlarını belli ölçüde parasal sıkılaşma koşullarıyla öngörülenin altında gerçekleşecek iktisadi faaliyet koşulları belli bir ölçüde frenleyecek. Diğer yandan, salgının yeni yayılma hızı da iktisadi faaliyeti olumsuz etkilerse, yine fiyatı aşağı çekebilecek bir etki ortaya çıkacaktır. Ancak, savaşın yarattığı fiyat artırıcı etkiler diğer koşulların yarattığı etkiler karşısında daha ağır basıyor. Ayrıca, fiyatları beklentiler belirliyor. Dünya, savaşla ilgili olumlu bir beklenti içinde olmadığı sürece petrol fiyatları yukarıda kalacaktır.

Petrol fiyatlarında bugün için bir fiyat trendinden söz etmek mümkün gözükmüyor. Tüm gelişmeler, trendden çok fiyat oynaklığının yaşanacağına işaret ediyor. Ancak, yine de fiyatların bu yılın başına dönmesi bugün için mümkün değil.

Fiyatların hangi aralıkta hareket edeceğini tahmin edebilmek için barışın ne zaman sağlanacağını bilmek gerekiyor. Ufukta bunu göremediğimiz için, fiyatları yükseltici ve düşürücü etkilerin daha çok yükseltici tarafta çalıştığını söyleyebiliriz. Bu da, savaş yumuşamadıkça fiyatın $90-95 aralığının altına inmesinin zor olacağını söylüyor. Bu fiyat aralığının varsayımı da fiyat düşürücü etkilerin devreye girmesidir.

Küresel gelişmeler son derece karmaşık ekonomik ve siyasi stratejilerin birbirleriyle çarpışmakta olduğunu anlatıyor. Türkiye için ise şartlar giderek zorlaşıyor.

Not: Bu yazı, 17.03.2022 tarihinde yazılmış ve daha sonra PolitikYol sitesinde yayınlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mali Baskınlık (Fiscal Dominance)

Kamu borcunun yönetimi bir para politikası aracı gibi kullanılabilir mi? Kullanılabileceği yönünde iddiası olan makaleler var. C. Goodhart, R. Sayers, P. Turner ve W.A. Allen gibi iktisatçıların çalışmaları örnekler arasında yer alıyor. Bu sorunun sorulmasına neden olan konu, kamu borcunun yüksekliğinin para politikasını işlemez hale getirdiği bir durumdur. Bu durum, mali baskınlık (fiscal dominance) kavramı altında karşımıza çıkıyor. “Some Unpleasant Monetary Arithmetic” başlıklı Thomas J. Sargent ve Neil Wallace’a ait 1981 yılı makalesi ve Michael Dean Woodford, Eric M. Leeper, Christopher A. Sims gibi isimlerin “The Fiscal Theory of the Price Level” başlığı ile ilintili çalışmaları mali baskınlık kavramının temelinde yer almaktadır. A. Leijonhufvud, ekonominin “belirli limitler” çerçevesinde kendi kendine istikrara dönebildiğini söyler. Büyük Buhran (1929) döneminde belirli limitlerin dışına çıkılmıştır. Büyük Resesyon ile beraber de yine belirli sınırlar aşılmıştır. Bu nedenle, eko

Lascia ch'io Pianga

Alman ve daha sonra İngiliz'dir George Frideric Handel. 1706-1710 yılları arasında İtalya'da yaşar. Floransa, Roma, Napoli ve Venedik'te geçirdiği günlerde İtalyan barok müziğinin Arcangelo Corelli, Alessandro Scarlatti, Domenico Scarlatti, Agostino Steffani gibi önemli temsilcileriyle tanışır. Bu sanatçılarla, İtalyan müziğinin kendi eserlerinde yansımalar bulmasıyla sonuçlanacak etkileşimlerde bulunur. Handel, 1703-1706 yılları arasında Hamburg'ta yaşamıştır. Alman müzik geleneğinin etkisiyle 1705 yılında Almira adlı operasını ilk kez sahneler. 1705'ten sonraki üç yıl içinde üç opera daha besteler ama bu operaların hiçbirine ulaşılamamıştır. Handel'in eserleri, İtalya'ya gidene kadar Alman müzik geleneğinin etkisi altındadır. Dolayısıyla, Almira Alman'dır. 1707 yılında ilk kez sahnelenen Rodrigo, Handel'in ilk İtalyan operası olma özelliğini taşır. Ancak, Rodrigo'daki İtalyan etkisi, Handel'in İtalyan etkisindeki sonraki bestelerine göre

Berlin 1978

Çocukluk yaşlarındaydım ama herşeyi hatırlıyorum. Brandenburg’un önünde, bomboş bir Unter Den Linden Caddesi. Her yer bembeyaz. Berlin karla kaplı. Dondurucu bir soğuk var. Evdeki konuşmaları hatırlıyorum. İtalya’ya mı gitsek? Evet ama İtalya’ya her zaman gidilir. 1968’de, öğrenci iken BASF’te staj yaparken Mannheim’dan Berlin’e gittiğini ve çok enteresan şeyler gördüğünü anlatıyor babam. Ya duvar bir gün yıkılırsa? Bir daha görme şansı bulamayacağımız şeyleri görelim; tarihe tanıklık edelim. “Boşverin şimdi İtalya’yı, Demokratik Almanya adında bir ülke de, bugün orada olan duvar da kalmayacak bir gün” diyor babam bizi Berlin’e götürmek için ısrarlı olurken. İtalya yerinde duruyor nasılsa. Karar veriliyor ve bir kaplumbağa Volkswagen ile Regensburg’tan Berlin’e yola çıkıyoruz. Babam, gördüğümüz herşeyi anlatmaya meraklı ve istekli olduğu için, biz de dinliyoruz kendisini. Yaşıma göre konuların ağır gelip gelmeyeceğini düşünmeden anlatıyor. Gördüklerim ve dinlediklerimden etkileniyo