Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kredibilitenin Yok Oluşu

Türkiye, son üç merkez bankası başkanını görevden aldıktan sonra dördüncü başkanı göreve getirdi. Erdem Başçı (2011-2016) sonrasında göreve gelen Murat Çetinkaya (2016-2019), Murat Uysal (2019-2020) ve Naci Ağbal (2020-2021) görevlerinden alınarak başkanlığa veda ettiler. Görevden almalar ile ilgili nedenler kafa karıştırıcı gibi gözükse de, temelinde faiz artırımı olduğu anlaşılıyor. İktisat öğretisi, enflasyonu indirmek için faizin artması gerektiğini söylüyor. Ancak, hükümet cephesi bu öğretiyi dikkate almıyor ve tersini iddia ediyor. Aslında, iktisat öğretisi ile ters bir düşüncenin var olmadığını ama iktisat öğretisine ters düşen bir söylemin ideolojik nedenlerle benimsenmiş olduğunu düşünmek sanırım yanlış olmaz. Türkiye, 2013’ten bu yana enflasyon ile faiz ilişkisinin yönünü tartışıyor. Hane halkı ve firmalar söz konusu tartışmalar ve rotası her an değişme potansiyeline sahip para politikası uygulamaları nedeniyle karar almakta zorlanıyorlar. Politika uygulamalarının birka

Çanakkale

Arıburnu, 1915. Üç yıldır savaşmaktadır. Her geceyi siperin içinde geçirmektedir. Siperden kafasını çıkardığı anda, sadece birkaç metreden kafasına yiyeceği bir kurşunla öleceğini bilmektedir. Cesurdur ama korkmaktadır da aynı zamanda. Geceleri Çanakkale Boğazı'nın soğuğunu yedikçe donmaktadır. Açtır, sefalet içindedir ve ölmekten korkmasına rağmen ve her an ölümü hissetmesine rağmen daha yedi yıl savaşacağından habersizdir. Balkan Savaşı ile başlamıştır Ali Ratip'ın hikayesi. Parçalanmış bedenler, insan uzuvları, barut ve ceset kokuları içinde geçmektedir siperdeki günler. Yiyecek ise, yok denecek kadar azdır. 1916'da doğan oğlu Orhan, babasını ilk olarak gördüğü yılı 1921 olarak anımsadığını anlatacaktır yıllar sonra. Arıburnu'ndan sağ çıkar Ali Ratip. Dicle nehrini İngiliz askerlerinden kaçarken atıyla geçecek ve gazi olacaktır ilerleyen yıllarında savaşın. Başından geçen herşeyi not eder, anılarını yazar cephelerde. Arıburnu'nda görev bitince, kolay olmamıştır a

F ve RWA Ölçeği

Theodor W. Adorno, Else Frenkel-Brunswik, Daniel Levinson ve Nevitt Sanford 1947 yılında bir karakter testi geliştirirler. The Authoritarian Personality adında bir kitap yazarlar ve otokratik bir karakterin varlığını test etmek için F ölçeğini geliştirirler. Kitabın basıldığı tarih 1950'dir. F harfi, faşist kelimesini temsil etmektedir. F ölçeğine tabi tutulan kişilerin yüksek puan almasıyla bazı karakter özelliklerin ön plana çıkmaya başladığı görülür: Erich Fromm'un 1941'de yazdığı Escape from Freedom adlı kitabından esinlenirler. Amaç, bir kişiliğin faşizme ne kadar yakın ya da uzak olduğunu görmektir. Adorno, Frankfurt Okulu'na bağlı bir sosyolog ve felsefecidir aslında. Sosyal olgulara, topluma eleştirel bakış açılarıyla tanınmaktadır. Yukarıda adı geçen kişilerle Adorno'nun yaptığı çalışmalar Berkeley Papers adıyla anılmaktadır. Çünkü, 2. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında hepsi Kaliforniya Üniversitesi/Berkeley'de çalışmaktadır. Yaptıkları çalışma

Zaman Değişiyorken Ülkelerin Dünyadaki Konumu Değişiyor mu?

İlhan Selçuk'un Yüzbaşı Selahattin'in Romanı adlı eserini lise yıllarımda okumuştum. Yüzbaşı Selahattin bir Osmanlı subayıdır. Harbiye'yi bitirmiş ve ardından Osmanlı'nın son dönemlerindeki savaşlarında görev almıştır. Hayatını, savaşlarda yaşadıklarını günlüklerinde kaleme almıştır. Yüzbaşı Selahattin'in oğlu, bu günlükleri kitap haline getirmesi için İlhan Selçuk'a verir ve günlükler bir kitaba dönüşür. Yani, kitapta anlatılan her şey gerçektir. Yüzbaşı Selahattin, Harbiye'yi bitirdikten sonra, Trablusgarp Savaşı'nın yaşanmakta olduğu dönemde Çanakkale'de görevlidir. Görev yerinde, bir çadırda kalmaktadır. Yanında bazı kitaplar vardır ve her akşam çadırının önünde bu kitapları okur. Zaman içinde, halkın kendisine bakış açısında bir gariplik hissetmeye başlar. Nedenini anladığında fark eder ki, kitap okuduğu için halk kendisinin cahil olduğuna kanaat getirmiştir. Çünkü, koskoca Harbiye'yi bitirmiş bir adamın hala kitap okumakla ve öğrenmekle n

ABD’de Enflasyon Korkusu

Korona salgınının başlaması ile çöken ekonomiler önce aşının bulunduğuna, daha sonra da dünya genelinde aşılanma oranlarının artıyor olduğuna dair haberlerin artmasıyla beklentilerini değiştirmeye başladılar. Salgının ilk aşamalarında arz ve talebin arka arkaya ağır hasar almasıyla ekonomik aktivite ani olarak durma noktasına gelmişti. Bu gelişme, hisse senedi piyasalarının hasar almasına neden olmuş ve tasarruflar, risklerden kaçınma anlamına gelen varlıklara yönelmişti. Güven kavramı gündeme geldiği anda iki varlık özellikle dikkat çeker: ABD Hükümeti’nin borçlanma araçları ve altın. Korona salgınının ilk şokuyla dünya genelinde tasarruflar ABD Hükümeti’nin borçlanma araçlarına yöneldiğinde, ABD kamu tahvillerinin faiz oranları tahvillerin ilk olarak ihraç edildikleri yıldan sonraki en düşük seviyesine gerilemişti. Yani, tasarruflar güvenilir bir noktaya yönelmiş, ABD kamu tahvillerini talep etmiş ve fiyatlarını yükseltmişti. Tahvillerin fiyatı yükseldiğinde faiz oranı düşer. Bu