Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Değişimi Yönetmek

Tıp, hukuk, mühendislik, vs. hangi dalda olursa okusun, yönetmek ve yöneticilik yapmak için 4 yıl ya da daha uzun bir sürenin sonunda "meslek veren" bir eğitimden sonra bir yüksek lisans programına katılarak yönetmek için gerekli donanımlar rahatlıkla elde edilebilir. İktisadi ve idari bilimler içinde okunabilecek tek dal iktisattır. Uluslararası ilişkiler haricindeki tüm iktisadi ve idari bilimler dallarının temeli iktisatta bulunmaktadır. Uluslararası ilişkiler, "idari" bir bilim gibi düşünülerek iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin içinde yer almaktadır. Ancak, iktisadi ve idari bilimler fakülteleri içinde yer alan dallardan bağımsız düşünülmeyi gerektiren ama özellikle uluslararası iktisat ile çok yakın ilişkileri olan bir daldır. İşletme, kamu yönetimi, ekonometri, çalışma ekonomisi gibi dallarda eğitim almak, üniversite eğitiminden beklenen vizyon kazanma özelliğini hiçbir şekilde sağlayamaz. Bu dalların hiçbiri insanın 4 yılını heba etmesini gerektir

Minsky: Finansal İstikrarsızlık Hipotezi

1970’li yıllar ve sonrasında, Eugene Fama ve Robert Lucas’ın başını çektiği etkin piyasalar hipotezi (efficient market hypothesis) hem akademik olarak ilgi görmekte, hem de hipotezin doğruluğu genel kabul görmekteydi. Ancak, finansal istikrarsızlık hipotezi (financial instability hypothesis) üzerinde 1950’lerden itibaren çalışmaya başlamış Hyman P. Minsky, etkin piyasalar hipotezine karşı çıkmaktaydı. Minsky’ye göre etkin piyasalar hipotezi, para ve finans kavramlarını hipotezin yeteri kadar odağına koymuyordu. Modern kapitalist bir ekonominin karmaşık yapısı içinde paranın ve finansın etkin piyasalar hipotezinde düşünülenden daha büyük bir önemi bulunmaktaydı. Pek çok iktisadi okulda yansız olarak ele alınan para, Minsky’nin finansal istikrarsızlık hipotezinde yansız değildir. Minsky, matematik eğitimi almış bir akademisyendir. Ancak, çalışmalarını ekonomi alanında yapmıştır. 1929’da ortaya çıkan Büyük Depresyon döneminde yaşamış ve J.M. Keynes’ten etkilenmiştir. Her ne kadar, ald

Finansal Serbestleşme Tezine Teorik İtirazlar

McKinnon-Shaw yaklaşımına ilişkin destekleyici görüşler Kapur (1976), Galbis (1977), Mathieson (1980) ve Fry (1988) tarafından kaleme alınmıştır. Ancak, söz konusu görüşlerin McKinnon-Shaw yaklaşımına temel kavramlar açısından önemli katkıları olmamıştır. Buna karşın, Mc-Kinnon Shaw yaklaşımına farklı iktisadi okullardan eleştiriler gelmiştir (Bela Balassa, 1989). Neo-Keynesyen Yaklaşım Neo-Keynesyen yaklaşıma göre, tasarrufların artışı faiz oranına değil, gelire bağlıdır. Diğer bir ifadeyle tasarruf, gelir düzeyinin fonksiyonudur. Bu nedenle, McKinnon-Shaw yaklaşımının benimsediği tasarrufun faiz oranının fonksiyonu olduğu görüşüne Neo-Keynesyen yaklaşım itiraz etmektedir. Neo-Keynesyen yaklaşım, faiz oranı ile yatrımlar arasında ters bir orantı olduğunu ve reel faizlerde görülecek artışın yatırımları olumsuz etkileyeceğini ileri sürmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde, finansal kaynakların yeterli miktarda varlığı yatırımların artması ve bu nedenle büyümenin olumlu yönde etkil

İş Yaşamında Kişisel Gelişim

Kişisel gelişim kitapları uzun bir süredir kitap mağazalarının reyonlarında giderek artan raf sayılarıyla kitapçıları adeta işgal eder hale geldi. Zaman yönetimi, başarılı stres yönetimi, iş insanlarının vazgeçemedikleri alışkanlıklar, v.b. başlıklar altında çok sayıda kitap görüyorum kitapçılarda. Doğrusu, fazla reklam koktuğunu düşündüğüm bu başlıkların içeriği ilgimi çekmiyordu. Fakat, hem çevremde, hem de zaman zaman oturup gazete, dergi okuduğum kafelerde bu kitapları okuyanları gördükçe, insanların bu kitaplarda ne bulduklarını merak ederek içeriklerini incelemeye başladım. Kitapçılarda gezinirken, son çıkan kitaplara bakarken arada bir kişisel gelişim başlığı altındaki kitapları da inceleyerek merakımı gidermeye çalıştım. Kişisel gelişimle ilgili yazılan kitapların çoğu ne bir psikoloji ne de iş yönetimi kitapları. Bu konu başlıklarındaki içerikle ilgilenenler, ikisi de ayrı birer dal olan bu konularda yazılmış kitapları zaten bulabilirler. Kişisel gelişim kitapları, çok hafif

Finansal Serbestleşme ve Gelişmekte Olan Ülkeler

1973 yılında Bretton Woods sisteminin çökmesiyle beraber yaşanan süreçte ilgi gören finansal serbestleşme düşüncesi, 1929’da yaşanan Büyük Buhran sonrası ortaya çıkan Keynesyen yaklaşımlardan uzaklaşma anlamına gelmekteydi. Ancak, finansal serbestleşmenin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ortaya koyduğu farklı etkiler söz konusu olmuştur. Teorik düzeyde, finansal serbestleşmeye karşı ortaya çıkan itirazların yanısıra, McKinnon-Shaw yaklaşımı özellikle gelişmekte olan çok sayıda ülke için uyarlanmış ve finansal serbestleşmenin ekonomik büyümeye katkı sunup sunmadığı test edilmiştir. Finansal serbestleşme tezi, temelinde tasarrufların artması yoluyla yatırımların ve büyümenin olumlu yönde etkilenmesi üzerine görüşlerini inşa etmektedir. Ancak, her ekonominin kendi iç dengeleri ve uluslararası sermaye hareketlerinin etkisi altında yatırım, büyüme, faiz, döviz kuru, enflasyon ve dış ticaret dengesi açısından farklı sonuçlar ortaya koyduğu sonucu çeşitli çalışmalarda ortaya konmaktadır.

Tarihi Bir Günü Yaşarken: 29 Ocak 2014

Tırnak içine alınmış olan aşağıdaki yazı 29 Ocak 2014’te yazılmıştır. 21 Ekim 2021 tarihli Para Politikası Kurulu toplantısı için konuşacak bir şey yok. Tarih, tekerrürden ibaret. Olanları yeniden değerlendirmenin anlamı kalmadı. Eskileri yeniden okuyunca da oluyor. Bugün, aşağıdaki yazıdan sadece veriler farklı. Para politikası üzerinden, ilerlemeyen ülkenin hikayesi: “Ekonomi politikalarında, doğru zamanda karar almak çok önemli. TCMB'nin dün gece aldığı faiz artırım kararı, genel piyasa beklentisinin üzerinde oldu. Adeta, şok edici bir karar alınmış oldu. Faiz koridorunun alt bandı %3.5'ten %8'e, üst bandı ise %7.75'ten %12'ye yükseltildi. Bir haftalık fonlama faizi olan %4.5 ise %10'a çekildi. Piyasa yapıcı bankaların TCMB'den borçlanırken üstlendikleri maliyet olan %6.75 ise %11.5 yapıldı. Ancak, TCMB'nin PPK kararları arasındaki en önemli ifade, temel olarak bir haftalık repo ile fonlama yapılacak olması. Yani, ağırlıklı ortalama fonlama maliye

Finansal Serbestleşme: McKinnon-Shaw Yaklaşımı

1970’li yılların sonlarında gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan borç krizi bu ülkelerde önemli ölçüde bir kaynak sorununun ortaya çıkmasına neden olmuştur. 1973 yılında, Ronald McKinnon ve Edward Shaw tarafından geliştirilen finansal serbestleşme (financial liberalization) yaklaşımı, temel olarak reel faizlerde meydana gelecek artış yoluyla ekonomik büyümenin sağlanmasına yöneliktir. McKinnon-Shaw yaklaşımına göre, gelişmekte olan ülkelerde finansal baskılama (financial repression) yöntemlerinin, yani faiz oranını serbest piyasa unsurları dışında belirleyen tüm politikaların terk edilmesi gerekmektedir. Finansal serbestleşme ile para ve kredi piyasasında ortadan kaldırılacak hükümet müdahaleleri pozitif reel faizin oluşması ile sonuçlanacaktır. Hükümet müdahaleleri ile belirlenen faiz oranları ve kredi tahsisleri ekonominin kaynak dağılımını olumsuz yönde etkilemekte ve verimsizleştirmektedir. Finansal baskılama yöntemlerinin tespiti sonrasında finansal serbestleşmenin ekonomik büyü

Finansal Baskılama (Financial Repression)

Ekonomi politikalarının yönetimi ve politika tercihleri konusunda 1929 Buhranı ve 2. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan Bretton Woods Sistemi altında yaşanan ve 1970’lere kadar gelişen süreç ile 1970’lerden sonra gelişen süreç önemli farklılıklar göstermiştir. 1970’ler öncesinde finansal baskılama adı verilen yöntemler ile ağır bir ekonomik buhran ve savaş sürecinden çıkan ülkelerin ağır borç sorunlarının hafifletilmesi amaçlanmıştır. 1970’lerin başında Bretton Woods sisteminin sona ermesiyle finansal baskılama yöntemleri yerine finansal serbestleşme yöntemlerinin uygulanması gerektiğini ortaya koyan görüşler ortaya çıkmıştır. Finansal baskılama uygulanan dönemde özel fonların önemli ölçüde kamu kesimi tarafından kullanılmış olması, finansal piyasaların ekonomilerdeki ağırlığının günümüz ekonomik yapılarına göre daha düşük düzeyde olması ve fon piyasası fiyatlarının kamu kesimi tarafından baskılanması parasal aktarım mekanizmasının finansal baskılama çerçevesinde analizini bu çalışma