Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yerçekimi Dalgalarının Varlığının Ispatı

Einstein evreni düşlerken zaman ve mekanın birbirleriyle etkileşim içinde olduklarını keşfetti. Zaman ve mekan dinamik kavramlardı. Uzayabiliyor, kısalabiliyor, yani esneyebiliyorlardı ve bağımsız değillerdi. Hareket eden cisimler olmasa, var olamazlardı. 14 Eylül 2015 günü bilim insanları, ABD'nin Washington ve Louisiana eyaletlerinde kurulan L şeklindeki antenleri titreten bir şeyin olduğunu ortaya çıkarmışlardı. Bu şeyin aynı zamanda son derece ince bir ses çıkardığını da buldular. Einstein, izafiyet teorisinden hareketle yerçekimi kuvvetinin dalgalar yaydığını söylemişti. Evrendeki cisimlerin ve enerjinin evrenin geometrisini değiştirdiğini ifade etmişti. Cisimlerin bir enerjiyle evrenin geometrisini değiştirmesini ise, bir insanın vücut ağırlığıyla bir yatağın ortasını çökertmesine benzetmişti. Bu çökmenin de yerçekimi kuvveti yarattığını anlatmıştı. 14 Eylül 2015 günü, LIGO (Laser Interferometer Gravitational-Wave Observatory) adlı gözlem evinin bilim insanları L şeklindeki a

Piyasa Dinamiğini Kaybeden Fiyatlar

Türkiye, serbest piyasa ekonomisi kurallarının dışına çıkılması durumunda piyasanın kendi doğal dengelerinden nasıl uzaklaşabileceğine dair bir vaka çalışması özelliğine sahip. Türkiye’de iktisat teorisi adeta bir stres testinden geçiyor. Serbest piyasa ekonomisi kurallarının dışına çıkıldığı piyasayı bu yazıda kredi ve mevduat piyasası olarak kastetmekteyim. Durumun çok yakın bir geçmişte ortaya çıkmadığını özellikle belirtmek gerekiyor. Süreç, son 5 yılı yoğun ama kabaca 10 yıllık bir zamana yayılıyor. Piyasa dinamiklerini göz ardı eden uygulamaların temelinde TCMB’nin bağımsızlığının yok olması yatıyor. TCMB, üzerindeki siyasi baskı nedeniyle faizi artırma yönünde kullanamıyor. Çok mecbur kaldığında, her bedeli göze alarak faizi artırıyor. İktisadi açıdan sorun faizin artırılamaması değil. Sorun, faizin “enflasyonu dikkate almadan” yönetiliyor olması. Enflasyon, faizin inmesine izin veriyorsa, enflasyondaki düşüş temposu dikkate alınmıyor ve zamansız faiz indirimleri söz konusu

Tedarik Zincirlerinin Değişim Süreci

Dünya, Kovid-19 ile beraber tarihi bir sürecin içine girdi. Söz konusu tarihsel sürecin önemli konu başlıklarından biri tedarik zincirlerinde yaşanan değişim oldu. Tedarik zincirlerinin 1980’lerde hız kazanan küreselleşme ile aldığı şeklin bir kriz ile test edilmesi üretim modellerinin tedarik zincirlerini hangi ölçüde güvenli kılabildiği ile ilgili soruya odaklanılmasına yol açtı. Kovid-19 salgını ile ani bir krizin ortaya çıkması tedarik zincirlerinin uzun olduğu ve Çin’e bağımlılığın yüksek düzeyde olduğu saptamalarının yapılmasına neden olmuştu. Dünya ekonomisi 2020 yılında %3.6 oranında küçüldü. Dünya ticaretindeki küçülme %5.3’e ulaştı ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları %42 oranında düştü. Kovid-19 ile beraber küresel tedarik zincirlerindeki çöküş, ekonomilerin açıldığı dönemde fiyat hareketlerini önemli ölçüde etkileyen bir boyuta ulaştı. Tedarik zincirlerindeki değişimin çok boyutlu tarafları var. Kovid-19 krizinin başlarında kısıtlama önlemlerinin çalışanları iş yer

Damdan Düşen Adamın Hikayesi: İzafiyet Teorisi

Bir binanın tepesinden bir adam düşer. Yumuşak bir çöpün üzerine iniş yapar. Kazayı ufak tefek berelerle şans eseri atlatır. Bu kazayı, yine şans eseri izleyen biri vardır. Kazayı görür ve derin düşüncelere dalar. Son derece karmaşık fikirler matematiksel formüllere dönüşür. Ortaya bir teori çıkar. Kazayı şans eseri izleyen kişi Albert Einstein ve karmaşık fikirlerin matematiksel formüllere dönüşümünün adı da izafiyet teorisidir. 6 Kasım 1919 günü, Royal Society'de bir toplantı gerçekleşir. Bu toplantıda, izafiyet teorisi konuşulmuştur. 2 Aralık 1919 tarihli The New York Times gazetesinde ise, Einstein ile bir röportaj yapılır. Bu röportajda Einstein mümkün olduğunca basit bir dille izafiyet teorisini anlatır. İzafiyet teorisi, insanın evreni algılayış biçimini değiştirmiştir. Einstein, The New York Times'ın röportajında izafiyet teorisinin Newton'un yerçekimi teorisi kadar devrimsel özelliğe sahip olduğu iddiasına mütevazi bir tavırla itiraz eder. İzafiyet teorisinin, Newt

Uygarlığın Çelişki Dolu Yolları

İktisat bilimiyle ilgilenen pek çok insan ister istemez 1750'lerde başlayan sanayi devrimiyle ve 1789'da patlak veren Fransız İhtilali ile ilgilenmek durumundadır. Çünkü, Adam Smith ile başlayan iktisat bilimi nasıl ki 14. ve 15. yüzyıllarda başlayan Rönesans hareketlerinin üretim biçimlerini ve sosyolojik yapıyı değiştirmesi sonucu ortaya çıkmışsa, daha sonraki yüzyılların iktisatçıları da bu iki kritik olayın etkilerini yaşayarak ürünlerini vermişlerdir. Bu, iddiasız ve tarihin insanın tüylerini ürpertecek kadar heyecan verici derinliğine göre çok dar kapsamlı kalan derlemeye bazı örnek olaylarla başlamak daha ilginç olacaktır sanırım. 1492 kitabının yazarı Jacques Attali'den alıntı yapacak olursak, 1436 yılında Avrupa'nın 150,000 nüfusu aşan üç kenti olarak İstanbul, Napoli ve Roma bulunmakta, aileler çocuklarına eğitim vermenin önemini yeni yeni anlamaya başlamakta, Portekiz her yıl Afrika topraklarından 10.000 dolayında köleyi kendi topraklarına getirmektedir. Ayrı

Almanya

1977-79 arası yıllara gittim. Zira, bu iki yılın bendeki etkileri yaşamımı bugün bile etkileyecek kadar derin olmuştur. Haziran 1977’de Lufthansa ile İstanbul’dan Münih’e uçuşumuz ve Münih’ten trenle Regensburg şehrine gidip birkaç ay sonra da Regensburg Üniversitesi kampüsüne yerleştiğimiz o günler hem güzel, hem de tatsız ve düşündürücü olaylar ve insanlar kattı hayatıma. Aynı yılın Eylül ayında Gerhardinger Schule adındaki ilkokulda bir Türk sınıfında başladı öğrenim hayatım. Herşey çok farklı ve farklı olduğu kadar da güzel ve eğlenceli idi. 1977 Türkiye’si ile 1977 Almanya’sı arasındaki gelişmişlik ve ekonomik güç farkı çok büyüktü. Bugün de çok büyük. Aradaki bu uçurumu, 6 yaşındaki bir çocuk olarak değişen oyuncaklarımın dünyasından gözleyebiliyordum. Uzaktan kumandalı arabalar, “rehnbahn” adındaki araba yarışı pisti oyunu, pilli trenler, v.s. büyülüyordu beni. İlk aylardaki tek derdim, Almanca konuşamamaktı ki birkaç ay içinde bu sorun da hallolmuştu ve herşey yolunda gidiy