Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İktisatta Matematik ve Ekonometrinin Gelişimi

Keynes bir devrim yapmıştı. İngiltere'de, Alfred Marshall'ın iktisat üzerindeki hakimiyeti ve mirası Keynes üzerinde etkili olmuştu. Keynes, Wicksell'in etkisiyle önce A Treatise on Money (1930) ve ardından The General Theory of Employment, Interest and Money (1936) ile temelinde Klasik Okul'un olduğu geleneği yıkıyordu. Tarih, 1929 Buhranı ile, o güne kadar görülmemiş şiddette bir krizi ortaya koyuyordu. Kriz de Keynes'i yaratıyordu. İktisat, Neoklasik Okul ile beraber içinde daha fazla matematik barındıran ve bilimsel niteliklerini arttıran bir disiplin haline gelmişti. Fakat, Keynes'in getirdiği yeni nefes, iktisadın içine daha fazla matematiğin girebilmesine yardımcı olacak kavramsal bir düzlem sunuyordu. Örneğin Keynes, çarpan katsayısı kavramını ilk kez kullanan Richard Kahn'dan (1905-1989) bu kavramı alıyor ve kendi dünyasına adapte ediyordu. Kavram, ne kadarlık kamu yatırımlarının ne kadarlık istihdamı tetiklediğini analiz ediyordu. Böylesi bir ana

Edebiyat ve Mekan

Bir seyahate çıkmadan önce, yanınıza kitap alacağınızda, kitaplarınızı gittiğiniz yerin atmosferine uygun olarak seçmeye özen gösterir misiniz? Bir romanın betimlemelerini okurken, yeni bir kelime öğrendiğinizde, betimlemeleri sindirmek ya da yeni kelimeyi anlamak için gösterdiğimiz çaba, hep kafamızda bir resim ya da mekan canlandırma ihtiyacı uyandırmaz mı? Örneğin, bir roman ya da şiir okurken, algınızın varabileceği en ileri noktaya gidebilme çabasıdır kafanızda bir mekan canlandırma isteği. Bazen okuduğumuz eserlerin bize anlatmaya çalıştıkları, okunan metinler içinde giderek belirginleştikçe, beynimizde oluşmuş resimleri silip, yeni bir resim yaratma ihtiyacı hissettiğimiz de olur. Bu, eserde anlatılanlarla hayallerimizin uyumlaştırılması çabasıdır. Algımızın, bize anlatılanları en üst düzeyde kavramamıza yardımcı olabildiği noktada, artık resmin tamamı canlanmıştır beynimizde.   Algılarımızın bir izdüşümü olan hayali resim, bir sonraki adımda, duygularımızı resmin içine katmay

Charles Booth ve Major C.H. Douglas (Sosyal Kredi Önerisi)

Küreselleşmenin son noktası diye niteleyebileceğimiz bir nokta yok. Farklı alanlarda düzeyini tespit etmek mümkün. Bu düzeyi tespit etmek için kullanabileceğimiz çok sayıda veri var. Ancak, seviye tespiti için kıyaslama yapmanın önemi büyük. İçinde bulunduğumuz dönemi ve de özellikle son 25 yılda kaydettiğimiz aşamaları kıyaslayabileceğimiz bir 19. yüzyıl sonu tecrübesi var analiz edebileceğimiz. Nitekim, son dönemlerde okuduğum kitaplarda 19. yüzyılın sonunu ve sonrasında 2 dünya savaşı ve bir büyük depresyonla değişen havayı ele alan tarihsel hatırlatmalara sıkça rastlamaya başladım. Gelir adaletsizliği ve gelir adaletsizliğini yaratan koşulların daha sonra totaliter rejimleri nasıl iktidara getirdiğini tarihsel süreçte analiz etmenin bugüne dair çok sayıda tespitte bulunabilmek için faydası ve önemi büyük. Bugünün küreselleşme süreci, son yıllarda hız kaybetmeye başladı. Hatta, bazı verilere göre geri dahi gitti. 19. yüzyılın küreselleşme sürecinin sonlanması ile bugünkünün yava

Kredi Piyasası Gelişmeleri

TCMB, para politikasını “sıkı” tuttuğu iddiasına sahip. Enflasyona ilişkin beklentilerdeki olumsuzluğa rağmen politika faizini sabit tutmanın anlamı, reel faizin düşürülmekte olduğudur. Reel faizin düştüğü koşullarda sıkı para politikasından söz etmek mümkün değildir. Para politikasının sıkılığı ile ilgili önemli ölçütlerden biri kredi piyasasına ait verilerdir. BDDK, bankacılık sektöründeki kredi kompozisyonunu anlatan veriler yayınlıyor. BDDK’ya ait haftalık verileri üç ayrı tarihte değerlendirerek bazı sonuçlara ulaşmak mümkün. 8 Ocak 2021, 21 Mayıs 2021 ve 11 Haziran 2021 tarihlerine ait kredilere ilişkin kalemleri analiz edelim. 8 Ocak tarihli raporu, yılın haftalık bazlı ilk raporu olması özelliğini taşıyor. 11 Haziran ise, haftalık raporların sonuncusu. Peki, 21 Mayıs neden? Mayıs ayı, çeklerle ilgili bir yasanın uygulamaya alınması sonucu nakit akışı yönetiminin son derece zorlayıcı olduğu bir ay olarak yaşandı. Nakit akışı yönetimi hem şirketlerin alacak tahsilatları, he

George Orwell'in Hayvan Çiftliği

Edebi eserlerin içeriğini doğru anlamak ve yorumlamak için hangi dönemde, hangi koşullarda yazıldıklarını bilmek gerekir. Bazı eserlerin tarihleri hakkında ve o tarihte yaşanan toplumsal gelişmeler hakkında hiçbir fikriniz olmasa bile, içinde yaşadığınız dönemin gelişmeleriyle okuduğunuz edebi eseri anlamlandırabilir, belki de her zaman dilimine ait çıkarsamalarda bulunabilirsiniz. Bazı edebi eserlerin tüm zamanlara hitap edebilme özelliği vardır. George Orwell'in Hayvan Çiftliği adlı romanının bir Stalin eleştirisi olduğunu, dönemin İngiliz Hükümeti'ne karşı Stalin ile kurulan yakınlık nedeniyle bir tavır takınma olduğunu romanı okumadan önce bilebilirsiniz. Fakat, bazı politik gözlemlerinizle elde ettiğiniz fikirlerle romanı okuyarak ve Stalin dönemi hakkında hiçbir şey bilmeyerek ve Hayvan Çiftliği'nin Stalin dönemi eleştirisi olduğunu bilmeden de romanın vermek istediği mesaja dair çıkarsamalarda bulunabilirsiniz. Hayvan Çiftliği, hayvanların insan türüne karşı ayaklanm

Valentino Achak Deng

Valentino Achak Deng: Güney Sudan'ın Marial Bai şehrinden çıkıp ABD'nin Atlanta kentine uzanan uzun ve çok külfetli bir yaşam hikayesinin adı. Uzunca bir kitaptı Valentino Achak Deng'in Dave Eggers tarafından romanlaştırılmış otobiyografisi. Omar al-Bashir diktatörünün dayattığı İslami rejimin güney Sudan'da yaşayan Hıristiyan nüfusu baskı altına alması sonucu mülteci konumuna düşen küçük bir çocuğun çok acı bir hikayesi Valentino Achak Deng'in yaşam hikayesi. Dinka kabilesi üyesi bir aileden gelmektedir Valentino ve "Eylül Yasaları" adı verilen ve başkent Hartum'un tüm ülkeye şeriat düzenini getirip, Güney Sudan'a bir nevi özerklik veren 1972 tarihli Addis Ababa Antlaşması'nı yok saymasıyla ülke karışmaya başlar. Karışıklık, Hıristiyan köylerine murahaleen adlı hükümete bağlı milis güçlerin saldırmasıyla ve direnişçi Sudan Halk Bağımsızlık Ordusu'nun (Sudan People's Liberation Army - SPLA) bu saldırılara karşılık vermesiyle tırmanır ve

ABD İşgücü Piyasası Yapısal Bir Dönüşümü mü Anlatıyor?

ABD ekonomisinde önemli bir toparlanma söz konusu. Ancak, ABD işgücü piyasasında da önemli bir toparlanma görülse de, ekonomik aktivitedeki artışla karşılandığında içinde soru işaretleri barındıran bir işgücü piyasası toparlanması söz konusu. Neden? İktisat yazınında, ekonomide ortaya çıkan şokların modellemeler altında tanımlamaları yapılabilmektedir. Yaşanan bir şokun ya da resesyonun ekonominin geneline yaygın olup olmadığının ve hangi sektör(lerde) var olduğunun tespit edilmesi önemlidir. Korona, ekonominin kendi içinden kaynaklanmayan ama tüm dünya ekonomilerinin geneline çok kısa sürede yayılma özelliği taşıyan bir şok yarattı. Bazı sektörlerin sürecin içinde ve hatta başlarında şoktan çıktığı ve hatta bu şoktan yararlandığı görüldü. Korona sürecinin yarattığı ekonomik yıkım, 2021 ve sonrasındaki yıllarda ne gibi ekonomik, sosyal, demografik ve siyasal süreçleri beraberinde getirecek? Bu sorunun cevabı, çok sayıda makalenin ve kitabın konusu olmaya başladı. Ancak, ABD işgüc

Heidegger Nasyonal Sosyalist Miydi?

Martin Heidegger neden 1933-1945 yılları arasında Nasyonal Sosyalist Partisi üyesiydi? Büyük bir filozof, büyük bir bilim adamı nasıl olur da faşist düşüncelere sahip olabilir? Soruya cevap bulabilmek için çok sayıda araştırmacı uzun yıllar araştırmalar yaptılar. İşin içinden hala çıkılabilmiş değil. Belki de Fermat'nın sayılar teorisi kadar kafa kurcalayan bir konu. Heidegger, "varlığın doğası" ve "modern teknolojinin ve büyük ölçüde modern felsefi geleneğin insani özellikleri ortadan kaldıran etkileri" fikirleri üzerinde çalıştı. 1927 tarihli “Varlık ve Zaman (Being and Time)” adlı eseri felsefenin başyapıtları arasındadır. Heidegger, Jean-Paul Sartre ve Jacques Derrida vasıtasıyla Fransa'nın entelektüel dünyasında çok etkili oldu. 1933'te Freiburg Üniversitesi'nin rektörlüğüne atandı ve üniversitedeki tüm Yahudi çalışanları işten çıkardı. Üniversitenin eski rektörü Möllendorff, Yahudi karşıtlığını vurgulayan posterleri üniversiteye astırmadığı içi

Bretton Woods: 2. Dünya Savaşı Sonrası Uluslararası Ekonomik Düzen

20. y.y.'nin 2. Dünya Savaşı sonuna kadar olan bölümü savaşlar ve krizlerle geçmişti. 1. Dünya Savaşı sonrasından 1929 Buhranı'na kadar geçen dönemde ABD yüksek bir ekonomik performans yakalamıştı. 1929'dan 2. Dünya Savaşı'nın başladığı 1939'a kadar bazı gelişmiş ülke ekonomileri ise yüksek büyüme oranlarına ulaşabilmişlerdi. 1929 Buhranı'nın ve 2. Dünya Savaşı'nın dayattığı koşullar nedeniyle kapitalizmin laissez faire felsefesi belli ölçüde zayıflamıştı. Devlet, ekonomiler üzerinde toparlayıcı bir rol üstlenerek piyasaları kanunlarla disipline etmeye çalışıyordu. 2. Dünya Savaşı sonrasında oluşan sakin hava, toplumsal ve ekonomik savaş yaralarının sarılması anlamını taşıyordu. 2. Dünya Savaşı sonrasındaki toparlanma süreci 1973 yılında yaşanan petrol krizine kadar devam etti. ABD ve SSCB'nin yarattığı iki kutuplu dünya 1960'larda soğuk savaş döneminin başlamasına yol açmıştı. Ancak, kapitalist dünyanın çıkışı devam ediyordu. 2. Dünya Savaşı s