Theodor W. Adorno, Else
Frenkel-Brunswik, Daniel Levinson ve Nevitt Sanford 1947 yılında bir karakter
testi geliştirirler. The Authoritarian Personality adında bir kitap
yazarlar ve otokratik bir karakterin varlığını test etmek için F ölçeğini
geliştirirler. Kitabın basıldığı tarih 1950'dir. F harfi, faşist kelimesini
temsil etmektedir. F ölçeğine tabi tutulan kişilerin yüksek puan almasıyla bazı
karakter özelliklerin ön plana çıkmaya başladığı görülür: Erich Fromm'un
1941'de yazdığı Escape from Freedom adlı kitabından esinlenirler. Amaç,
bir kişiliğin faşizme ne kadar yakın ya da uzak olduğunu görmektir.
Adorno, Frankfurt Okulu'na bağlı bir sosyolog ve felsefecidir aslında. Sosyal
olgulara, topluma eleştirel bakış açılarıyla tanınmaktadır. Yukarıda adı geçen
kişilerle Adorno'nun yaptığı çalışmalar Berkeley Papers adıyla
anılmaktadır. Çünkü, 2. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında hepsi Kaliforniya
Üniversitesi/Berkeley'de çalışmaktadır. Yaptıkları çalışmaların esin kaynağı, o
günlerin atmosferinde doğal olarak 2. Dünya Savaşı'na giden koşullar ve
Hitler'in nasıl iktidara geldiğinin anlaşılmasıdır.
Hitler, Frankfurt Okulu temsilcilerinin çalışmalarını yaptıkları bir platform
olan Institut für Sozialforschung adlı kurumu kapatmıştır. Bu kurum
içinde çalışma yapanların bir bölümü çalışmalarına devam edebilmek için mecburi
olarak ülkeyi terk etmişlerdir.
The Authoritarian Personality adlı kitapta analiz edilen karakterin
temelinde Freud vardır. Sert ve cezalandırıcı ebeveynden gelen çocukların
otoriter karakterleri kendilerine idol olarak aldığını anlatmaktadır Freud.
Kitap, yukarıda adı geçen isimlerin farklı psikolojik ve sosyolojik açılardan
yaptıkları katkıların bir araya getirilmesiyle oluşur.
Yine aynı isimlerin ortaya koydukları bir kavram bulunmaktadır: sağ
otoritarianizmi. Bu kavram altında değerlendirilen kişiler, toplumun temel
normlarına, değerlerine bağlı olan, gelenekçi, güçlü, kararlı karakterlere
yönelme ve inanma eğilimindedirler. Kendi normlarına uymayan toplumsal
kesimlere karşı cezalandırıcı yaklaşımlara da prim veren ve destekleyen
tavırlarıyla bilinmektedirler.
Bir tarafta
otokratik bir lider, diğer yanda otokrasiye prim veren karakterler. Lideri F
Ölçeği ile test eden analizler, lideri seçenleri de RWA (Right-wing
Authoritarianism) ölçeği ile analiz etmektedir.
RWE ölçeğinde üç temel kriter dikkat çekiyor:
- Otoriter teslimiyet: kişinin, toplumda güçlü kabul bulmuş ve meşru bir lidere kendini teslim etme isteği.
- Otoriter agresyon: toplumun gelenekçi yanına itiraz eden, gelenekçi yapıdan sapanlara yönelik şiddet hisleri taşınıyor olması.
- Gelenekçilik: toplumun geleneklerine, normlarına aşırı bağlılık ve toplumun her kesiminin bu geleneklere ve normlara bağlanması beklentisi ve isteği.
Liderler için F ve toplum için RWA ölçeğini düşündüğümüzde ve her ikisinin de yüksek değerler verdiği toplumsal yapılarda insan hakları ve demokrasi kavramlarının yeşermesi ya da ilerlemesi mümkün değil. Bu tip toplumlar, ilerlemeye son derece kapalı ve dolayısıyla sorgulama kültürüne çok uzak. RWA ölçeği ile ilgili üç kriterin anlattığı özelliklerden, sorgulayan bir kültürün ortaya çıkabilmesi mümkün değil.
Bir toplumun sorgulamasını, kendi haklarına ve demokrasiye sahip çıkmasını istiyorsanız eğitime yönelmeniz gerekir. Bu da, nasıl bir eğitim sistemi yaratmak gerektiği sorusunun sorulduğu noktaya gider. Gelenek ile yoğurulmuş eğitim anlayışı ile RWA ölçeğinde sizi yüksek değerlere götüren bir toplum yaratırsınız. Böylece, toplumun aldığı eğitime göre, toplumlara nasıl liderlerin iyi geldiği konusunda da bazı yorumlara varabilirsiniz. Hangi topluma nedir uygun olan ve bunu kim bilebilir? Son derece karmaşık konular!
Theodor W. Adorno, Else Frenkel-Brunswik, Daniel Levinson ve Nevitt Sanford 1. Dünya Savaşı sonrasındaki perişan Almanya'nın Hitler'i nasıl iktidara getirdiğini anlamaya çalışarak yola çıkmışlardı. Sözünü ettiğimiz toplum, sorgulayan, bilimde, müzikte, felsefede, fizikte, kimyada dev isimler üretmiş bir toplum. Diğer yandan, kendisini milyon mertebesinde bir enflasyon, fakirlik ve sosyal perişanlık içinde buluvermiş bir savaş sonrası toplumu. Sonuç: Hitler'in iktidarı ve 2. Dünya Savaşı.
Tarihi bilmek, ve bulguları bilimsel analize tabi tutmak doğru hedef belirlemenin olmazsa olmazı.
Yorumlar
Yorum Gönder