Ana içeriğe atla

Lascia ch'io Pianga

Alman ve daha sonra İngiliz'dir George Frideric Handel. 1706-1710 yılları arasında İtalya'da yaşar. Floransa, Roma, Napoli ve Venedik'te geçirdiği günlerde İtalyan barok müziğinin Arcangelo Corelli, Alessandro Scarlatti, Domenico Scarlatti, Agostino Steffani gibi önemli temsilcileriyle tanışır. Bu sanatçılarla, İtalyan müziğinin kendi eserlerinde yansımalar bulmasıyla sonuçlanacak etkileşimlerde bulunur.

Handel, 1703-1706 yılları arasında Hamburg'ta yaşamıştır. Alman müzik geleneğinin etkisiyle 1705 yılında Almira adlı operasını ilk kez sahneler. 1705'ten sonraki üç yıl içinde üç opera daha besteler ama bu operaların hiçbirine ulaşılamamıştır. Handel'in eserleri, İtalya'ya gidene kadar Alman müzik geleneğinin etkisi altındadır. Dolayısıyla, Almira Alman'dır.

1707 yılında ilk kez sahnelenen Rodrigo, Handel'in ilk İtalyan operası olma özelliğini taşır. Ancak, Rodrigo'daki İtalyan etkisi, Handel'in İtalyan etkisindeki sonraki bestelerine göre zayıftır. İlerleyen yıllarda, Handel'in İtalya'daki yaşamının eserlerindeki etkisi giderek artan bir belirginlik kazanacaktır.

Handel'in barok opera tarzındaki en önemli eserlerinden biri Rinaldo'dur. 1711 yılında, Queen's Theatre'da ilk kez sahnelenmiştir. Rinaldo, özellikle İngiltere'de sahnelenmek üzere bestelenmiş ilk opera olma özelliğine sahiptir. Aynı dönemde, Roma'da opera sahnelenmesi papanın talimatıyla yasaktır. Oysa, dönemin diğer İtalyan şehirlerinde operalar sahneye konmaktadır.

İngiltere'de, Rinaldo ile başlayan Handel etkisi onlarca yıl sürmüştür. Rinaldo, 1717'ye kadar İngiltere'de defalarca sahnelenmiştir. 1731 yılında, operanın bestesinde bazı değişiklikler yapar Handel. Bu değişikliklerle ilgisi yoktur ama Rinaldo 200 yıl kadar uykuya yatar. Hiçbir yerde sahnelenmez. 1950'li yıllarda, barok operaya olan ilgide bir canlanma başlar ve Handel'in doğum yeri olan Halle şehrinde 1954'te yeniden sahnedeki yerini alır.

Almira'nın 3. perdesinde, bir soprano için bestelenmiş bir arya vardır: Lascia ch'io Pianga. Almira'dan sonra, El tronfo del Tempo e della Verita adlı bir başka Handel bestesinin içine değiştirilmiş bir versiyon ile Lascia la Spina olarak girer arya. 1711 tarihli Rinaldo için biraz değiştirilmiş haliyle aryayı yeniden kullanır Handel. Rinaldo'nun 2. perdesinde kendine yer bulur Lascia ch'io Pianga. Yaklaşık olarak beş dakika süren bu arya dünyanın pek çok konser salonunda ayakta alkışlanır.

Lascia ch'io Pianga, barok müzikte sıkça kullanılmış olan basso continuo adlı teknik sayesinde müthiş bir harmonik zenginliğe sahiptir. Almira'yı, Rinaldo'yu adeta sırtlayıp götüren aryadır. Günümüzde de konser salonlarının en çok tercih edilen aryalarından biridir.

Lascia ch'io Pianga, bazı filmlerde de kullanılmıştır. Beni en çok etkileyen performanslardan biri, Philippe Jaroussky'nin sesiyle Farinelli'nin hayatının anlatıldığı filmdeki bir sahnede ortaya konmuştur. Farinelli (Carlo Maria Michelangolo Nicola Broschi), 1705-1782 yılları arasında yaşamıştır. Çocukluk yaşlarında sahip olduğu sesi o kadar güzeldir ki, ailesinin 1717 yılında düştüğü ekonomik sıkıntı nedeniyle özel müzik derslerinin parasının karşılanamayacağı ve sesi değişmeğe başladığında sesine olan ilginin kalmayabileceği ihtimali üzerine ağabeyinin onayıyla hadım edilir. Böylece, sesinin değişmesi olasılığı ortadan kalkar. Hadım edilmek suretiyle sesi muhafaza edilen güzel sesli erkek çocuklara kastrato denmektedir ve o dönemde yaygın bir uygulamadır.

Farinelli, ailesiyle beraber 1711'de Napoli'ye taşınır. 1724'te Viyana'ya gider. 1734'te ise Londra'ya taşınır. Handel'in bestelerini ürettiği yıllarda yaşamış olması ve Handel'in yaşadığı bazı şehirlerden geçmiş olması, hayatının anlatıldığı filmde görüldüğü üzere, Lascia ch'io Pianga'yı seslendirmiş olabileceğini düşündürüyor.

Farinelli'nin yapım yılı 1994. Eser, sadece bu filmdeki performansla değerlendirilmemeli. Kirsten Blaise, Julia Lezhneva, Patricia Petibon gibi sanatçıların da çok iyi performansları mevcut. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mali Baskınlık (Fiscal Dominance)

Kamu borcunun yönetimi bir para politikası aracı gibi kullanılabilir mi? Kullanılabileceği yönünde iddiası olan makaleler var. C. Goodhart, R. Sayers, P. Turner ve W.A. Allen gibi iktisatçıların çalışmaları örnekler arasında yer alıyor. Bu sorunun sorulmasına neden olan konu, kamu borcunun yüksekliğinin para politikasını işlemez hale getirdiği bir durumdur. Bu durum, mali baskınlık (fiscal dominance) kavramı altında karşımıza çıkıyor. “Some Unpleasant Monetary Arithmetic” başlıklı Thomas J. Sargent ve Neil Wallace’a ait 1981 yılı makalesi ve Michael Dean Woodford, Eric M. Leeper, Christopher A. Sims gibi isimlerin “The Fiscal Theory of the Price Level” başlığı ile ilintili çalışmaları mali baskınlık kavramının temelinde yer almaktadır. A. Leijonhufvud, ekonominin “belirli limitler” çerçevesinde kendi kendine istikrara dönebildiğini söyler. Büyük Buhran (1929) döneminde belirli limitlerin dışına çıkılmıştır. Büyük Resesyon ile beraber de yine belirli sınırlar aşılmıştır. Bu nedenle, eko

Marshall Lerner Koşulu ve J Eğrisi

Son aylarda, kurlardaki yükselişin ihracat üzerinde yapacağı olumlu etkiden sıkça söz ediliyor. Türk Lirası’nın yabancı paralar karşısında hızla değer kaybetmesinin Türkiye’nin ihracatına çok olumlu katkı yapacağı dile getiriliyor. Kurlarda görülen yükselişlerin ihracat üzerinde olumlu etkiler yapacağı doğrudur. Ancak, ihracatın sağlayacağı kaynak girişini net olarak görebilmek için ithalat cephesine de bakmak zorundayız. Yani, ihracat artışının bir ülkenin üretim yapısı nedeniyle ithalatı ivmeleyip ivmelemediğini görmek zorundayız. Aksi takdirde, yabancı para cinsinden gelir tarafına bakarken, bu geliri elde etmenin üretim yapısı nedeniyle yol açma olasılığı olan gider tarafına bakmamış oluruz. Her ne kadar ithalat, gelişmiş ülke ekonomilerinde bir kaynak çıkışıysa da, gelişmekte olan ülkelerde büyümenin fonksiyonu olabilmektedir. Diğer bir ifadeyle, gelişmekte olan pek çok ülkenin üretim yapıları nedeniyle ithalat yapmadan büyümeye geçemediği vakalar bulunmaktadır. İhracatın ye