2021 yılındayız ve Çin’in emlak piyasası 2022 için çok olumsuz bir tablo çiziyor. Çin’den gelebilecek emlak piyasası kaynaklı dalgalanmaları olasılık hesaplarına koymak zorundayız. Ancak, bu konu bir anda ortaya çıkmadı. Çin’in Borçlanma ve emlak piyasasına da değinen 2016’yılına ait bir yazımı hatırlama ihtiyacı hisettim:
Çin'den gelen verilerde hep bir soru işareti var. İşin kötü yanı, Dünya'yı sarmış olan aşırı borçlanmanın içindeki şüpheli konuma düşmüş borçların net olarak görülemiyor olması.
Dünya, ucuz ve bol para döneminin çarpıcı bir sonucu ile 2008'de karşı karşıya kaldı. Şimdi ise, 2008'den bu yana kalıcı olarak istikrar yakalayamayan küresel ekonomik ortam nedeniyle üstlenilen borçların geri ödenememe riskinde artış söz konusu.
Yapılan bazı hesaplamalar, Çin'de batma ihtimali olan borçlanma miktarının $5 trilyon civarına tekabül ettiğini söylüyor. Bu rakam, hemen hemen Çin ekonomisinin büyüklüğünün yarısı.
Autonomous Research firması tarafından hazırlanan bir rapora göre, Çin'deki finansal varlık miktarı 2016 yılı sonunda $30 trilyon civarında olacak. Yedi yıl öncesindeki büyüklüğün $9 trilyon olduğunu bilmeden bu rakam pek bir şey ifade etmiyor olabilir.
Çin'in finansal sistemindeki toplam borç içinde yer alan kötü nitelikli borçlanma oranının %22'ye varabileceği tahmin ediliyor. Bu oranın rakamsal karşılığı $6.6 trilyon. Bu tutarın sisteme yazdırabileceği zararın $4.4 trilyon olabileceği hesaplanmış. Özellikle, gayrımenkul sektöründen gelen sinyaller hiç iyi değil. Gelecekte önemli sorunlar oluşturabilecek bir potansiyelin gayrımenkul sektöründe hızla oluşmakta olduğu gözlemleniyor. Gereği olmayan verimsiz yatırımların yapıldığı ya da yapılmakta olduğu düşünceleri ağırlık kazanıyor.
Çin, 1990'ların kredi büyümesi sonucunda finansal sisteme önemli bir destek sunmuştu. Fakat, o günlerdeki Çin ile bugünkü Çin çok farklı.
Japonya da 1980'lerde kötü nitelikli borçlanmaların yükünü bankalara taşıtmıştı. Sürecin sonunda, hala bitmemiş olan yetersiz bir ekonomik performansın (resesyon ve çok düşük büyüme oranları) yaşandığını izledik.
Avrupa için de bazı raporlar, kötü nitelikli borçlanma rakamını $1 trilyon olarak veriyor. Örneğin, birkaç hafta önce İtalya'da kötü nitelikli borçların tasviye edilmesine ilişkin bir plan açıklandı.
Gelişmekte olan ülkelerdeki temel sorun, uzun yıllar yabancı sermaye ile finanse edilmiş olan büyüme oranlarının sonuna gelinmiş olması ve reel olarak Dolar'a karşı değerlenmiş para birimleri nedeniyle yapılmış Dolar cinsinden borçlanmaların güçlenen Dolar nedeniyle ortaya koyduğu sıkıntılar.
Borçlanmalarda nitelik kaybının yaşandığı diğer bir nokta, başta petrol olmak üzere tüm emtia üreticisi firmalar. Düşen emtia fiyatları nedeniyle borç servisinde zorluk yaşama riski olan firmaların sayısı artıyor.
Kötü nitelikli borçlanma artışının ne zaman bir sorun yaşatacağını bilemeyiz ama giderek artan bir olasılık rahatsız edici.
Inside Job belgeselinden sonra The Big Short filmi de güzel bir özet sunuyor batık borçlara dayalı borçlanma balonlarının nelere mal olabileceği konusunda.”
Arda Tunca
(İstanbul, 20.02.2016)
Yorumlar
Yorum Gönder