Bir
dönemin Yunan ve Anadolu medeniyetlerinin kültürü Homeros'un şiirsel bir
formatta gezerek anlattığı Troya Savaşı'nın hikayesiyle şekillendi. Batı
medeniyeti ilerleyen yüzyıllarda İlyada ve Odysseia'den ilham aldı.
Ozan
Homeros'un destanlarının M.Ö. 750-725 arasında yazılı metin haline
dönüştürüldüğü tahmin ediliyor. M.Ö. 700'ler civarında da Hesiod'un şiirleri
Yunan medeniyeti üzerindeki etkilerini göstermeye başlamıştır.
Homeros'un
şiir yoluyla anlattığı dönemin hangi tarihlere denk geldiği hakkındaki iddialar
M.Ö. 1.400-1.100 tarih aralığında değişiklik göstermektedir. Tarihçilerin
ağırlıklı olarak üzerinde mutabık kaldıkları dönem M.Ö. 12. y.y.'ye işaret
etmektedir.
Tarihsel
gelişmelere antik dönemi esas alarak bakacak ve ekonomik gelişmelerin ve
felsefesinin temellerini irdeleyecek olursak, Homeros'un tasvir ettiği dönemin
ekonomik ilişkilerinde piyasa dengelerinin olmadığını söyleyebiliriz. Piyasa
yerine, hediye, hırsızlık, ödül, v.s. yöntemleriyle servetin dağıtımı söz
konusudur.
Homeros'un
dünyasında ekonominin temel unsuru hane halkıdır. Hane halkı, aile ve
köleleriyle arazisini işletmektedir. Homeros'un anlattığı yaşamda zanaatkarlar
ve tüccarlar da vardır ama ekonomik varlığın temelinde hane halkı vardır.
Tarlasında çalışarak üretim faaliyetlerinde bulunan hane halkına kıyasla
zanaatkar ve tüccar ikinci derecede önemlidir. Özellikle ticaret, düşük ve
aşağı nitelikli bir faaliyettir. Diğer bir ifadeyle, üretmektir esas olan.
Almak ve satmak faaliyetinin değeri ve ekonomik katkısı üretmekle aynı olamaz.
Homeros'un
çağdaşı olan Hesiod'un ekonomi ile ilintili olan eseri İşler ve Günler (Works
and Days)'dir. Eser, 800 mısradan oluşan bir şiirdir. Şiir, insanlığı altın,
gümüş, bronz, kahramanlık ve demir olmak üzere beş çağ altında değerlendirir.
İşler ve Günler, emeğe değer veren anlatımlara sahiptir ve didaktik bir özellik
taşımaktadır. Tembelliğe, işe yaramazlığa ve adaletsizliğe eleştiri
getirmektedir.
İşler
ve Günler'de Hesiod, kardeşi Perses'e tarım ile ilgili konularda ahlaki
nitelikli tavsiyelerde bulunmaktadır. Perses'in nasıl bir yaşam sürmesi
gerektiğini anlatmaktadır. Meşhur Pandora'nın kutusu efsanesi de kötü olana
örnek teşkil etmesi amacıyla Prometheus ve Pandora'nın hikayelerinin
anlatımıyla İşler ve Günler'de kendine yer bulmuştur.
İşler
ve Günler üzerinde çalışmalar yapan akademisyenler, Hesiod'un Yunan
topraklarında yaşanmış olan bir tarım krizinden ilham alarak eseri meydana
getirdiğini düşünmüşlerdir. Tarım krizi, tarım faaliyetleri için yeni arazi
arayışlarının başladığı kolonyal bir istila dönemine de işaret etmektedir.
Yunanistan,
M.Ö. 7. ve 4. y.y.'ler arasında edebiyat, bilim ve felsefede önemli
gelişmelerin yaşandığı bir dönem geçirmiştir. Thales, Pytagoras, Aeschylus,
Sophocles, Euripides, Herodotus, Thucydides, Xenophon, Plato gibi büyük isimler
bu dönemin entelektüel gelişiminin ürünleridir.
Atina
anayasasına göre, Atina şehir devletinin şehir hizmetlerini, askeri ve dini
düzenlemelerini hayata geçirmekle yükümlü dokuz kişiden oluşan bir heyet
bulunmaktadır. Bu heyetin üyelerine "archon" denmektedir. Solon, M.Ö.
594'te bu heyetin bir üyesi olarak atanır. Solon'un M.Ö. 640-560 yılları
arasında yaşamış olduğu tahmin edilmektedir. Solon'un göreve atandığı tarihte
Yunanistan finansal ve sosyal bir krizin içindedir.
Solon,
dönemin yedi akil insanı olarak anılan kişilerinden biridir. Diğerleri,
Cleobulus, Chilon, Bias, Thales ve Pittacus'tur.
Batı
dünyasının anayasal hükümet oluşumu ile ilgili temellerinin atılmasında
Solon'un Atina'da hayata geçirdiği uygulamaların rolü büyüktür. Solon'un
getirdiği kurallarla toprak sahiplerinin oluşturduğu aristokrat sınıfın gücü
zayıflatılmıştır. Seçime dayalı bir demokratik düzenin temelleri atılmıştır.
Toprakların mülkiyeti yeniden düzenlenmiş ve paylaştırılmıştır. Çok sayıda
kanun yeniden yazılmıştır. Gümüşten yapılan yeni bir para tedavüle girmiştir.
Atina'nın ticari donanması büyütülmüş ve güçlendirilmiştir. Böylece Atina,
mukayeseli üstünlüğü olan zeytinyağı üretimindeki gücünü kullanarak zeytinyağı
ihracatını güçlendirmiş ve karşılığında tahıl ürünleri ithal etmiştir. Eski
düzenin kendi kendine yetmeye dayalı ekonomi anlayışı kırılmıştır. Dış
ticaretin Klasik Okul teorisyenlerinden Ricardo'nun antik dönemin ticaretini de
inceleyerek fikirlerini oluşturduğuna hiç şüphe yok.
Solon'un
demokrasi üzerine reformları demokrasi ve ekonomi arasında günümüzde yapılan
tartışmaların antik çağdaki şeklini yansıtmaktadır. Özellikle borçlanma
mekanizmasıyla ilgili olarak "seisachtheia" kurallarıyla Draco
tarafından geliştirilmiş olan borç köleliği sistemine son verilmiştir.
Draco'nun kanunlarında borcunu ödeyemeyen kişi, borcun alacaklısına sahip
olduğu araziyi veriyor ve alacaklının kölesi olarak aynı arazide çalışıyor ve
tarımsal ürünün 1/6'sını alacaklıya veriyordu. Eğer borç miktarı borçlunun
sahip olduğu servetin değerinin tamamının üzerinde ise, borçlunun ailesi de
alacaklının kölesi statüsüne düşürülüyordu. Borçlunun özgürlüğü, borcun
teminatı olarak kanunen kabul görmekteydi.
Seisachtheia
kanunları, Atina'daki tüm borçları sildi. Draco'nun kanunları nedeniyle köle
konumuna düşmüş herkese özgürlükleri geri verildi. Borçlanmalarda kişisel
özgürlüğün borcun teminatına sayılmasına olanak veren tüm kurallar kaldırıldı.
Arazi mülkiyetinde tavan uygulamasına geçildi. Böylelikle, güçlü ailelerin
adaletsiz ölçüde arazi mülküyeti hakkına sahip olması engellendi.
Solon'un
reformları sınıfsal ayrımların keskinleşmesi ve politik bir ayaklanmanın nedeni
oldu. M.Ö. 480'de Atina Persler’in eline düştü. Bu tarihten önce, pek çok Yunan
şehir devleti Persler ile savaşlar yaşamıştı. Atina'nın güçlü ticaret filosu,
diğer Yunan şehir devletlerinin Atina etrafında toplanmasına ve ortak bir filo
oluşturmalarına neden oldu. Bu filo, M.Ö. 477'de kuruldu ve Delian Birliği
adını aldı. Sparta ise, Atina'nın en büyük rakibi konumundaydı. Nitekim, M.Ö.
431'de Atina ve Sparta arasında Peloponnes Savaşı olarak tarihe geçen savaş
patlak verdi. M.Ö. 404'te Sparta savaşın galibi oldu ve Atina merkezli filo
dağıldı.
Pers
Savaşı ile Peloponnes Savaşı arasında geçen 40 yıllık süreç Atina'da barış ile
geçen yıllardı. Bu döneme, M.Ö. 461 ila 430 yılları arasında Atina'yı yöneten
Pericles'in adı verildi ve Pericles Dönemi dendi. Bu dönem tarihe Atina'nın
altın çağı olarak da geçti.
Pericles,
Doğu Akdeniz'de korsanlık faaliyetlerini sonlandırdı. Böylece, ticaretin
süratle gelişmesi sağlandı. Bunun yanısıra, ticari tarım ve üretim gelişti.
Bankacılık, kredi mekanizması, paranın değişimi, emtia spekülasyonu ve tekel
gücü gibi faaliyetler ve kavramlar çok güçlü bir şekilde kendilerine yer
buldular. Bazı iktisat tarihçileri Pericles Dönemi'nde karmaşıklaşan ekonomik
ilişkilerin hemen hemen Rönesans sonrası Avrupa'sına kadar geçen sürede hiç bu
kadar yoğun ve süratli bir şekilde evrilmediğini dahi öne sürdüler.
Pericles
Dönemi, büyük inşaat projelerinin hayata geçirilmesine de sebep oldu.
Atina'daki Parthenon Pericles Dönemi'nin eseridir. Eser, Atina demokrasisinin,
antik Yunanistan'ın ve batı medeniyetinin sembolü haline gelmiştir. İnşası M.Ö.
447'de başlamış ve M.Ö. 438'de bitmiştir. Süsleme çalışmaları M.Ö. 432'ye kadar
devam etmiştir. Osmanlı işgali sonrasında, 1460'tan itibaren Parthenon'un
camiye dönüştürüldüğünü de not olarak düşelim.
Pericles
Dönemi'ne uzanan yol Solon ile başlamıştır. Solon, yaklaşık olarak M.Ö. 621'de
Draco tarafından yazılmış olan Atina anayasasının yok edilmesini amaçlamıştır.
Draco'nun Atina anayasası demokratik değildir. Son derece sert ve acımasızdır.
Hatta, mürekkep yerine kanla yazıldığı rivayet edilmiştir.
Ekonomik
gelişmelerin siyasi gelişmelerle iç içe geçerek tarih boyunca birbirlerini
nasıl beslemiş olduklarını biliyoruz. Bu gelişmelerin savaşların nedenleri
olduğunu da pek çok kez tespit ettik. Bugün itibariyle yaşadıklarımız da farklı
değil. Ulusların neden ve nasıl çöktüğü, demokrasinin ekonomi üzerindeki
etkileri, ekonomik güç elde etmek için yapılan savaşlar, v.s. Bunların hepsi
her zaman var ve geçmiş, geleceğin aynası. İnsanın kendi yarattığı dünyanın
içindeki mücadelesi sonsuz.
Yorumlar
Yorum Gönder